Gülayşe wants to live the love story she has dreamed of with Barbaros, even for one day. She will go out to dinner with a man for the first time. He starts preparations with excitement. But the facts that await Gülayşe will turn this fairy tale into a nightmare from which she will want to wake up. The day Nizam has been waiting for finally comes. He is in front of the television. In tears, he calls out to his daughter, who has been missing for years. There is no escape now. Mercan cannot delay Zıpkın any longer. He is at the door to tell Nizam everything. In the past, Mercan creates future dreams for the Köksüzs about the time they grew up. She talks about the man who will appear before Gülayşe as if he has seen these days, unaware of the pain they will experience.

Gülayşe, bir seçim yapmak zorunda

Gülayşe, bir yanda âşık olduğu Barbaros diğer yanda Zümrüt'ün Çatal tehdidi ile iyice köşeye sıkışır. Seçim yapmak zorundadır.

Gülayayşe'nin Barbaros hayali

Gülayşe, bir gün bile olsa Barbaros'la hayalini kurduğu aşk masalını yaşamak ister. Bir erkekle ilk kez yemeğe çıkacaktır. Heyecan içinde hazırlıklara başlar. Ama Gülayşe'yi bekleyen gerçekler bu masalı, uyanmak isteyeceği bir kabusa çevirecektir.

Nizam, yıllar sonra televizyon karşısında

Nizam'ın beklediği o gün nihayet gelir. Televizyon karşısındadır. Gözyaşları içinde yıllardır kayıp olan kızına seslenir. Artık kaçış yoktur. Mercan, Zıpkın'ı daha fazla oyalayamaz. Nizam'a her şeyi anlatmak için kapıdadır!

Barbaros, Çatal'ın oğlu olduğunu öğrenecek mi?