მერტი დიდი ხნის განმავლობაში სწავლობდა და მუშაობდა აშშ-ში. მრავალი წლის შემდეგ ბიჭი ბრუნდება სტამბულში სამშობლოში. ის ხვდება თავის ბევრ მეგობარს, რომლებმაც ასევე იპოვეს საკუთარი პროფესია. კომპანია აპირებს მერტის ჩასვლის აღნიშვნას ზღვაზე ნავით სეირნობით. მოგზაურობის დროს, ჰაერის უჩვეულო აფეთქებები იწყებს მერტის შერცხვენას.

Mert, a tanult, sikeres fiatal török férfi a New Yorkban és Londonban töltött évek után hazatér Isztambulba, hogy új életet kezdjen, közel a szüleihez. A barátai egy vitorláskirándulást szerveznek az Égei-tengerre, hogy megünnepeljék a visszatérését. Mert itt találkozik Denizzel, a vonzó, liberális szemléletű fiatal nővel, aki megpróbálja elcsábítani. Hat hónappal később Mert forró viszonyban találja magát Denizzel. Mert családja és a barátai azonban rossz szemmel nézik a kapcsolatukat.

Bir Avuç Deniz, Deniz isimli bir kızın; Deniz’e aşık Mert’in; Mert’e aşık Deniz ve Dilek’in; belki de hepsinden önemlisi, oğlu Mert’e aşık Rana Hanım’ın hikayesi. Uzun yıllar Amerika’da okuyan ve çalışan Mert (Engin Altan Düzyatan), şirketin Türkiye yöneticisi olmak üzere İstanbul’a döner. Burada arkadaşı Bora (Tuğrul Tülek) ve Bora’nın eşi Aylin (Ahu Yağtu) ile birlikte bir tekne turuna çıkar. Geziye Göcek’te, Mert’in kız arkadaşı Dilek (Zeynep Özder) katılır. Grup keyifli bir tatil geçirirken bir gün teknelerine İstanbul’un en varlıklı ailelerinden birinin kızı olan Deniz (Berrak Tüzünataç) gelir.Deniz’in alaycı ve pervasız havası Mert’i etkiler. O güne dek hep yapması gerekeni yapan, ailesinin çizdiği rotada giden Mert, kendini sorgulamaya başlar. Bir avuç denizin gerçekten de bir deniz olup olmadığını öğrenmek için, önünde uzun bir yolculuk vardır.